17 Ağustos 2014 Pazar

TECRÜBE NEDİR? derken?



   Yine ben... ve yine yağmur.
Uzun zaman oldu parmaklarımdan akmıyor kelimeler.
Yazmamama bile bahanem, yorgunluğum.
Halbuki en çok yorgunken yazardım soluklanabilmek için. Çünkü bilirdim kelimeler bedenimin,ruhumun ve yaşadıklarımın aynası.(aynısı) 

Yüzleşmekten korktum. Çok acıdım. Aklıma geldikçe sızlamıyor değilim.
Ama artık sızlayan, yarım yamalak yada oluk oluk kanayan yaralarıma, tampon yapmak istercesine avcumu bastırıp, gözlerimi sıkıca kapatıp, acımın dinmesini beklemiyorum.

Artık parmağımı kesince bile dudaklarıma götürüp istemsizce haffif bir ısırıkla iyileştirmiyorum kendimi.
Sadece birakiyorum.Nasilsa geçer birak dilara diyorum, bazen onu bile demeden, birakivermişken buluyorum kendimi.

Kaybedecek çok şeyim var ve dolayısıyla kaybetmetmekten kormam gereken... Ama korkmuyorum, korkamıyorum.
Korkusuzlugum, bi çare boşvermişliğim, tek endişem.

Ben çok yaziklarrr etmişim kendime. Ve ne cok hakliymisim kendimden nefret etmekte!

    Ağlamış, ardımdan ağıtlar yakmışlar. Duymuş ses etmemişim.
 Ölümün soğukluğu işlemiş kanıma sevginin sıcaklığına küfretmişim.
 Sevgiyi hep yanlış yerde aramış, beni gerçekten sevenleri görmemişim.Çünkü hiç gerçekten sevmemişim.

Sevgi sandigim his öyle büyük bir kaosmuş ki benliğimde. Basit ve net olan bu hakikati küçümsemişim.

 Şimdi bakıyorumda kendime, öğrenmiş tecrübe edinmiş... tecrübeli bir insanın ruhsuzluğuna erişmişim.