20 Mayıs 2014 Salı

İKTİDARSIZ RUHLARINIZ

     İkili ilişkilerde taraflardan biri icin herşey kesfedinceye kadar, diğeri için ise mesele kesfettikten sonra baslar ...


İstisnaları tenzih ederek aklıma gelen bir söz... Cemal Süreyya der ki ; " sevişti bir bakir ile bakire kerkeğe milli dediler, kadına fahişe"

 Fahise olan kadın olur erkek olur bilemem ama bir taraf hep fahise...
taa ki çook aci cekip olgunlaşıp dalindan bir armut gibi düşünceye kadar birilerinin hayatinda milli ya da fahise,,,
 kim bilir belki milli fahisesiniz..


     Hanginiz karsiliksiz sevdi ki ? Hanginiz bedelsiz, bedensiz yandı ?

Bu yüzden fahise ruhlariniz. Bu yüzden orospuluk kelimesi unisex bellegimde...
Bellemek dedimde ...
Hanginiz bir kadının vajinasına girip çıkmaktan öteye taşıdı bellemeyi ?

Neyse iyi geceler ! Zaten hiç uyanamadız iktidarsız ruhlar.

9 Mayıs 2014 Cuma

HERKES GİBİ AMA HİÇBİRİ

   Kırıldım...
Evet herkes gibi  bende kırıldım. Eskisi gibi olamasamda, tuz la buzda olmadım.
Büyük keskin can kırıkları gibiydim. Eğilip şaşkınlık ve endişeyle parçalarımı toplamak isteyenlerin ellerini kanattım... Kanatmak için geç kalmıştım belki ama canim yanmadan can yakanlardan hic olmadim. Derin kesikler de değildi zaten benden bir iz bile kalsin istemedim!
Sadece toplamasın değmesin kırıklarıma, uzak olsun hatta hiç olmasın hayatın hiç bir anınında.
O an bir dilek hakkim olsa eskisi gibi olmayi degil yok olmasini dilerdim !
Bunu düsünurken dilek hakkimin olmadigini fark ettim...
O halde yok etmeliydim. (Ettim)!
Kırgınlıgım gecmedi, belki yorgunlukta eklendi savaştığımdan ama pişman değil bugünkü ben oldum.
İyimi oldum ?
Tartışılır...
Daha endişeli yaşar oldum... anı yaşamak için gözlerimi kapar oldum...
Gözlerimi kaparken hisseder oldum... Ben oldum işte... Endişeli, deli dolu, deli gibi, oldukçada cüretkar.
Hayatın sunduğu iyi yada kötu herseyi, annemin yaprak sarması gibi görmeye basladım.
İştahla tencerenin dibini görenedek bırakmadan, tadini ala ala
Bitecek ama endişesi... olsun annem yine yapar tesellisiyle dibini sıyırarak yaşamayı öğrendim.

            *                             *                               *


    Ve o kutsal 3 harf...
Üzerine sifon cekmek üzere miğdemde uçuşan kelebekler değildi benim icin...
    Bütün endişe ve kaoslarımın bir adamın sesiyle silebilmesi,
Duygularıma dokunup, aklima hitap edebilmesi, saçmalamaya, sevişmeye, susmaya doymamak...
Gecenin bir yarisi uyanip mahmur bir halde susadımm dediğimde hemen uyanip su vermesi,
Sen rahat et diye yatagin kenarina ilişmesi,
Saçma sapan konular üzerine saatlerce eğlenerek konuşabilmek,
Olur olmaz zamanlarda gelen gulme krizlerime eşlik etmesi,
Onun kırmamak için harcadığı çaba benimse kırarsa kanatmaya kıyamam şaşkınlığım...
      Ki eğer olurda kırarsa, bu defa parçalarım keskin buyuk can kırıkları değil de ,
süpürülüp çöpe atılmak üzere tuzla buz zerreler olacağım hissi,
Kırmaz beni güveni,
Güvendiğim dağlara kar yağarsa endişesi...
İçimdeki sesin herşey olacağina varır kasma bukadar (boş) öğütleri,
Gitmesin !
Hiç bitmesin istemek.
Hoşgeldin kelimesini onunla sevmek...
Medcezir idelerinin sebebinin ay olduğunu bilerek aşka bağlanmak.

Rapsodi'den Saygılar